Arkadaşlarla toplandığımızda saat 10!a geliyordu..2 minibüs yola çıkmadan önce sabah kahvaltısı , biletlerin dağıtılması vs gibi işler aradan çıkartılıyordu..Hemen herkesin ilk Eskişehir deplasmanı olmasından dolayı bir merak vardı özellikle rezilliğe çok konuşulan deplasman tribünü hakkında..
Gebze'den Tem'e çıkıp yolumuza devam ettik..Yolda devamlı taraftar gruplarının otobüsleriyle karşılaşıyorduk..İstanbul'dan katılımın fazla olduğu bir deplasman oldu açıkçası..Şehir girişinde yapılan aramalar , bekletilme ve konvoyla stata gidişimiz sonucu içeri giriş saatim 6.50 falan oluyordu..Tribünde yerimi alır almaz takım sahaya çıktı , düşünün yani zamanlamayı..
Eskişehir deplasman tribünü gördüğüm en rezalet tribündür..Portatif yapılan tribünün tahtadan olan yerleri o kadar çürümüş ki 1-2 arkadaşımız adımını attığında kırıp aşağıya düşüyordu neredeyse..Her lay-lay da deli gibi sallanan tribün Allah'tan çökmedi valla..
Tribün genel olarak iyiydi diyebiliriz..İlk yarıda maça geç girmenin vermiş olduğu yerleşim karışıklığı tezahüratlarda bütünlüğü ve uyumu engelledi..Neyseki ikinci yarı toparladık..Özellikle 50-62 arası söylediğimiz sensiz hayat bestesi süperdi..Tempomuz , coşkumuz harikaydı..Galibyetin de verdiği moralle maçın son dakikasına kadar Eskişehir taraftarına tribün dersi verdik diyebilirim..Gerçekten bence açık ara en iyi deplasman tribünüyüz diyebilirim..
Maç öncesi bazı taraftarlarımız alkol yüzünden içeri giremedi..Alkolmetre ile kontrol edilip dışarı çıkarıldılar..Yasa yürürlüğe girince benzer örneklerini fazlasıyla göreceğiz sanırsam..
Eskişehir emniyeti dersine iyi çalışmıştı bunu da belirtmeden geçmeyelim..Maç öncesi ve sonrası geliş-gidişte sıkıntı olmadı hiç..Taraftarla olan dialogları da örnek alınacak cinstendi..
Buca deplasmanı sonrası deplasman yazısında görüşmek dileğiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder